Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklama, Lübnan resmi ajansı (NNA) tarafından paylaşıldı. İsrail’in 1701 sayılı karara ilişkin sunduğu şikayetinde gerçekleri çarpıttığına değinilen açıklamada, Tel Aviv’in kararı ihlal ettiğine dair belgelenmiş kanıtlar olduğu, Lübnan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik bariz ihlaller işlediği ifade edildi.
İsrail güçlerinin uluslararası yasaklı silahlar listesinde yer alan “fosfor bombasını” Lübnan’a karşı kullandığına yer verilen açıklamada, başta Lübnan’ın Aytarun, Blida ve Meysel el Cebel olmak üzere birçok bölgede, bu bombaların kullanıldığı ve bunun sonucunda orman yangıları çıktığı kaydedildi.
Atılan fosfor bombaları nedeniyle Lübnan’da şu ana kadar 50 bin zeytin ağacının yok olduğu, saldırı bölgesindeki sivillerin boğulma tehlikesi geçirdiği aktarılan açıklamada, fosfor kullanılmasının uluslararası insani hukukun açık bir şekilde ihlali ve aynı zamanda savaş suçu anlamına geldiği belirtildi.
İsrail saldırısında öldürülen Lübnanlı gazetecilerin durumuna da değinilen açıklamada, “İsrail’e ait insanız hava aracından fırlatılan güdümlü füze sonucu 2 gazeteci 21 Kasım 2023’te hayatını kaybetti, 1 sivil öldü.” denildi.
İsrail’in Lübnan’a düzenlediği düzinelerce hava saldırısına ek olarak tüm düşmanca eylemlerin, 1701 sayılı kararın 4. fıkrasına göre ihlal teşkil ettiği vurgulandı.
İsrail ordusu ve Hizbullah Hareketi arasında 8 Ekim’den bu yana Birlemiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) tarafından güvenliği sağlanan “Mavi Hat” olarak tanımlanan sınır üzerinde çatışmalar yaşanıyor.
Lübnan hükümeti, İsrail’in başta gazetecilere yönelik olmak üzere Lübnan’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar, hava sahası ihlalleri ve fosfor bombası kullanması nedeniyle İsrail’i birçok kez BMGK’ye şikayet etti.
BMGK’nin 1701 sayılı kararı, İsrail’in Mavi Hat’ın gerisine çekilmesini ve bu hat ile Lübnan’daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını, burada sadece Lübnan ordusu ve UNIFIL ait silah ve askeri araç-gerecin bulundurulmasını öngörüyor.
Ancak Lübnan’ın güneyindeki Litani Nehri ve Mavi Hat arasındaki neredeyse tüm bölgeler, 2000 yılından bu yana Hizbullah’ın güçlü bir askeri nüfuzu altında.